Rap Değil Bu R&B! (Hiphoplife)







Rap Değil Bu R&B! (Hiphoplife)







Türkiye'nin ilk R&B albümü sıfatıyla 2008'in başında müzik marketlerdeki yerini alan "Müziğin Doa'sı" albümü sayesinde, birçok kesimin dikkatini çekmeyi başaran Doa'yla hem albümü üzerine, hem de yakın zaman önce gerçekleştirdiği projeler üzerine keyifli bir sohbet yaptık. Ayrıca Doa'nın önümüzdeki günlerde ne gibi çalışmalar içerisinde olacağına dair ipuçları da veriyor söyleşimiz. Vakit kaybetmeden 2008 yılının son röportajına geçebilirsiniz, keyifliokumalar.





Geçtiğimiz senelerde yaptığın işler sayesinde rap kitlesinin bir kısmı seni ismen biliyor. Rap müziğe çok uzak birisi değilsin. Peki, sen Türkçe sözlü rapi, Türkiye'deki mevcut müzik piyasasının neresinde görüyorsun?




Türkçe rap Ceza ile çok iyi bir çıkışa geçti. Ancak Ceza’dan sonra aynı ticari başarı, çok iyi isimler olmasına rağmen başka bir rapçi tarafından yakalanamadı. Bu sebepten dolayı rap piyasası hala olması gereken büyüklükte değil diye düşünüyorum.



2008'in ilk çeyreğinde Müziğin Doa'sı isimli albümün müzik marketlere girdi. Bu albümde, rap müziğin starı Ceza ve Kadıköy Acil bünyesinden Emre Baransel sana eşlik eden sesler arasındaydı. Bu ortak çalışmalar nasıl gerçekleşti?



Prodüktörüm Savaş daha önce Ceza’nın Rapstar albümünde Ceza’ya bir parça yapmıştı. Savaş “Müziğin Doa’sı”nın altyapısını yaptıktan sonra bu parçaya bir tek Ceza’nın okuyabileceğini düşündük. Kendisiyle temasa geçtik. Ceza stüdyoya geldi, parçayı dinledi ve çok beğendi. Sağolsun hem söylemeyi hem de klipte yer almayı memnuniyetle kabul etti. Emre ile önceden tanışıyorduk, zaten underground anlamında da çalışmıştık. Parçanın altyapısını seviyordu, birlikte yapalım dedik.



Ceza ve Emre Baransel'in yanı sıra Badem grubunun solisti Mustafa K. Öztürk ile de aşk üzerine bir şarkınız var albümde. Bu şarkıya nasıl karar kıldınız?



Bu parça daha önceden prodüktörüm Savaş tarafından düzenlenmiş bir Mustafa bestesiydi. Besteyi de altyapıyı da sevmiştim, üçümüzün ortak kararı olarak Mustafa ile birlikte söyledik.



Albümün çıkış parçası olarak dikkat çeken ve Ceza ile seslendirmiş olduğun Müziğin Doa'sı isimli parçayla, hem piyasada icra edilen müziğin olumsuz yönlerini dile getiriyorsun hem de bir nebze de olsa kendini dinleyicilere tanıtıyorsun. Peki seni diğer müzisyenlerden ayıran en önemli unsur ne olabilir sence?



Çıkış parçam “Müziğin Doa’sı”nı Ceza ile birlikte söylüyoruz. Klibi de ilk defa MTV Türkiye’de yayınlanmaya başladı. Zaten klip aşamasında da MTV’nin büyük desteği oldu. Bu şarkıda R&B müzikten ve kendimden bahsediyorum. Ceza da beni takdim ediyor. İlk kez dinleyiciyle karşılaşacağım için çok uygun bir parça olduğunu düşündük. Ceza parçaya katıldıktan sonra enerjisi çok çok yükseldi, çok dinamik bir parça. En önemli unsur, kendi söz ve bestelerimle R&B yapmam ve bunu gerçekten yapıyor olmam. Şarkılarımı ve ses tonumu yurtiçi için de, yurtdışı için de özgün buluyorum.









Ayrıca bu şarkıda Ceza ile birlikte kamera önüne geçtiniz. Youtube'da 2 milyonu aşkın kişi tarafından izlenen bu ilk klibinin yapım aşaması hakkında neler söyleyebilirsin?



Youtube da ilk ay 1 milyon kişi izledi. Sonra Youtube kapatıldı. Eğer kapatılmasaydı aynı hızla bugünlerde 10 milyona ulaşacaktı ancak hala kapalı olduğu için 2 küsür milyona ulaşabildi. Klip için MTV tüm stüdyo imkanlarını sundu. Dağhan İş’in yönetmenliğinde güzel bir iş çıktı. Hepsine çok teşekkür ediyorum.



Albümde ikinci klip çalışmanı Son Şarkı'ya yaptınız. Klipte ihanete uğrayan ve bu uğurda intikam almaya çabalayan bir sevgiliyi canlandırıyorsun. Klibin konusu nasıl belirlendi?



Şarkının sözleri zaten bunu anlatıyordu. İntikam fikri ise klip toplantılarında ortaya çıktı. Biraz da sivri bir intikam olsun istedik ve esas oğlanı klibin sonunda zehirleme kararı aldık :)



Albümün raflardaki yerini almadan evvel birçok müzisyen ve eleştirmen tarafından, seninle alakalı güzel yorumlar geldi. Bu noktada özellikle medyanın ilgisi de hayli fazlaydı sana. Senden bu denli beklentiler içerisinde olunması sende herhangi bir strese yol açtı mı?



Tersine çok mutlu etti. Önümüzdeki dönemde de çok güzel parçalarla albüm çıkış zamanlarındaki heyecanı yaratacağıma inanıyorum.



"Düşün" parçasında senin hayata bakış tarzını açık bir şekilde yakalayabiliyoruz. İnsanın yaşadığı olumsuz ve zor durumlara karşı, hayata bu denli pozitif bakması zor olsa gerek ?



Kolay değil tabi. O parça da zaten en kötü hissettiğim zamanların birinde ortaya çıktı. Sözler birine yazılmış durumda. O birisi kendimim :)



Albümün geneline yansıyan tablo; güzel ve yumuşak vokallerinin arasına piyano motiflerinin serpiştirilmesi şeklinde. Çıkarmış olduğun bu ilk albüme aldığın tepkiler ne yönde?



Sevenler çok fazla. İnsanlara çok farklı geliyor bu müzik. Tabi hiphoplife.net üyeleri ve rap camiası R&B’yi bilirler. Onlar bilinçli yaklaşıyorlar. Ama yaptığım müziğe “ne biçim rap bu” diyenler beni çok güldürüyor. Rap değil bu R&B :)



Peki başa dönecek olursak; bir albüm yapmak ya da müzik yapmak fikri hayatının neresindeydi?



Çocukluğumdan beri hayatımda hep müzik vardı. İlk olarak küçük bir orgum oldu. Daha sonra benim müzikle çok ilgilendiğimi gören ailem bana piyano hediye etti. İlkokul beşinci sınıfta bir yıl klasik piyano eğitimi aldım. Klasik müzikten çok hoşlanmamıştım. Zaten küçüklüğümden beri evde jazz, blues plakları dinleyerek büyümüştüm. Liseye kadar sürekli olmasa da blues piyano dersleri aldım. Ortaokulda ilk olarak Mariah Carey dinlemeye başladım. O sıralar kasetten kasete kayıt yapmayı öğrenmiştim. Mariah Carey’in şarkılarını söyleyip, sesimi kasete kayıt ederdim. RnB, Soul ve Rap müzikle tanıştım. Hala da en çok bu tarz müzikleri dinliyorum. Liseye geldiğimde ise müzik okumaya kesinlikle karar verdim. İki yıl blues piyano dersleri aldım. En sonunda Dokuz Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bilimleri Bölümü’ne girdim. Üniversiteye başladığımda piyanoyla birlikte şarkı söylemeye başladım. O sıralar bir arkadaşımla parça yaptık. Tesadüfen şu an prodüktörüm olan Anıl Savaş Kılıç bu parçayı duymuş ve beğenmiş. Beni İstanbul’a çağırdılar. Karargah grubunun albümünü yapıyorlardı. Bir parçada bana yer verdiler. Hayatımda yaptığım ikinci vokal kaydı aynı zamanda ilk resmi kaydım oldu. İkinci resmi kaydım ise Anıl Savaş Kılıç’ın’ın “Organize İşler – Hisset” parçasında gerçekleşti. Kendimi geliştirmek için çok iyi bir dönemdi. İki yıl okulu dondurup İstanbul’a gelmek; okuldan daha iyi bir gelişme ve öğrenme fırsatı sağladı. O dönemde birçok beste yaptım. İki yıl sonunda Taşoda ile anlaştık ve albüm prodüksiyonuna başladık.









2008 senesi içerisinde birçok müzik olsun, alternatif kültür olsun, dergilerde "Doa" ismine rastladık. Ağırlıkla müzik kariyerin kadar moda tarafınla da ilgileniliyordu. Giyim, kuşam ve parlayan aksesuarlarından bahsedelim istersen?



Kıyafetlerimi o anki ruh halime göre seçerim. Mesela spor bir kıyafet giyeceksem kesinlikle çok parlak bir aksesuar, mesela altın büyük küpeler, seçerim. Ya da çok şık bir şey giyeceksem mutlaka onu spor olan bir parçayla tamamlarım. Asla çok şık veya çok spor giyinmeyi sevmiyorum. Dış görünüşü önemserim ama bu durumu başkalarına olumsuz yansıtarak önyargılı ve eleştirel davranmam. Benim için iyi görünmek önemlidir. Kendimi ifade etmenin bir yoludur. Herkes böyle olmak zorunda değil. Aynı zamanda çevremi çok iyi gözlemlerim ve hoşuma giden şeyleri kafamda not ederim.



Albümden sonra birçok konser verdin. Sana duyulan ilgiden ve canlı performanslarından bahsedebilir misin? Varsa yeni sahneler dile getirebilirsin?



Hepsi çok iyi geçti. Hem orkestra ile, hem de DJ Yeter ile farklı tiplerde performanslarım oldu. Beni dinleyenler yeni konser haberlerimi hiphoplife.net ve resmi fan sitem muzigindoasi.org dan takip edebilirler.



Kasım ayında vizyona giren "Destere" adlı Türk yapımı komedi filmi için Yener ile birlikte bir şarkı hazırladınız ve hatta şarkıyı video kliple de renklendirdiniz. Bu film müziği projesi ve Yener'le olan birliktelik nasıl gerçekleşti?



Yener benim en çok sevdiğim rap sanatçılarından biridir. Tarzını diğerlerine göre çok farklı bulurum. Parçanın tarzı, Yener’e çok yakındı. Özellikle nakarattaki melodik vokalleriyle bunu ispatlıyor. O da parçayı duyunca projede yer almak istedi. Çok eğlendik.



Filmle ilgili yorumlarını alalım bir de?



Film “orijinal Testere filmindeki olaylar Trakya’da geçseydi nasıl olurdu?”dan yola çıkarak hazırlanmış, eğlenceli bir film.



Geçtiğimiz günlerde bir gazeteye verdiğin röportajda, "Mtv Müzik Ödülleri"nin R&B dalında seni kategoriye dahil etmedikleri için bu kanala kırgın olduğunu belirtmiştin. Yaptığın müziğin R&B şeklinde lanse edilmesi ve bu şekilde kabul görmesi için biraz daha beklemek gerektiğine mi inanıyorsun, yoksa bu müzik türünün ülkemizde farklı ve yanlış algılandığını mı iddia ediyorsun?



MTV’nin bana desteği çok büyük oldu. Bu büyük destekten sonra kendimi adaylar arasında göremediğim için çok üzüldüm. O yüzden kırgın hissettim. Ama anlık bir şeydi ve o an da o röportaja denk geliverdi. Onların bana verdiği bu desteğe rağmen beni aday yapmamalarının mutlaka teknik birçok sebebi vardır. Bir sürü başka kriteri göz önünde bulundurmuşlardır. İleride umarım beni de adaylık için uygun görürler?



İleriye yönelik ne gibi projeler içerisinde yer almak istiyorsun. Kısaca hedeflerinden bahsedelim?



Yakında çok sağlam bir parçayla döneceğim, ilk defa buradan duyurayım :) sürekli yeni klipler ve şarkılarla karşınıza çıkacağım.



Son olarak ziyaretçilerimize neler söylemek istersin?



Bu hayatta inandığınız ve gerçekleştirmek istediğiniz neyse, onun peşinden koşun. Ben bu yolda birisi olarak, gerçek mutluluğun bu olduğunu söylüyorum. Başkalarını değil, kalbinizi dinleyin. “Düşün” adlı parçamdan bir kaç mısrayla son sözlerimi söyleyeyim: Bir an önce yürümeye başla / Bazen nefretle bazen aşkla / Ulaşmasan da yolun sonuna / Yürümene bak sen / Sabret vazgeçme yaşa / Bu dünya al sana demez / Şansını zorla

















0 yorum:

Yorum Gönder

Sohbet